top of page

MÜLTECİ VE GÖÇMENLERİN YEREL ENTEGRASYONU DERNEĞİ İSTANBUL'DA KURULDU

Mülteci ve Göçmenlerin Yerel Entegrasyonu Derneği İstanbul'da kuruldu. Amacını Türkiye’den başka ülkelere göçen veya ülkesinden çeşitli sebeplerle Türkiye’ye göçen ya da Türkiye içinde herhangi bir sebeple iç göç yaşayan ve mülteci, sığınmacı, göçmen gibi çeşitli hukuki statülerde bulunan insanların, yerleştikleri ülkeye veya bölgeye toplumsal ve ekonomik entegrasyonunu desteklemek ve bu entegrasyonu mümkün kılacak tutarlı gerçekçi politikaların oluşturulup hayata geçirilmesine katkıda bulunmak olarak ifade eden ve kısa isimlerini MÜGYED olarak açıklayan derneğin kurucu üyeleri arasında öğretim üyesi, akademisyen Sevgi Usta, sinema yapımcısı ve yönetmeni Serkan Acar ile refugeenewsturkey editörü, göç ve mültecilik hukuku alanında çalışmalarıyla bilinen Anıt Baba da bulunuyor. Faaliyetlerine başlayan dernek bir de kuruluş bildirgesi yayınladı:

“Hepimiz göçmeniz”


Sağlık, güvenlik veya daha iyi bir gelecek için vatanından ayrılma, çoğu aile geçmişinin bir parçasıdır. Bu yaygın gerçekliğe rağmen, yine de göçü istisnai ve sıkıntılı gören bir çağda yaşıyoruz. Bunu krizle özdeşleştiriyoruz; bazen göçmenler için, bazen de gidecekleri ülkeler için. Bu yaklaşımın bir sonucu olarak daha sıkı göç politikaları ve duvarlarla örülen sınırlar ortaya çıkıyor.


Oysa göç ne ender, ne de doğası gereği iyi ya da kötü bir şeydir. Bunun yerine, kabul edilmesi gereken paylaşılan bir gerçekliktir. Göçün normal bir olgu olduğunu kabul edersek, ev sahibi toplumların bu göçün hızını, güvenliğini ve yönünü daha iyi yönetebileceğine inanmamak için hiçbir neden yoktur. Aslında daha doğru bir ifadeyle, göç kriz değil, değişimi zorunlu kılan toplumsal sorunların çözümünün bir parçasıdır. Dinamik, değişen bir gezegende bu şekilde hayatta kaldık. Bunca yıldır bunu böyle başardık. İnsanoğlu olarak ortaya çıkığımızdan bu yana, göçün faydalarının, içerdiği risklerden daha ağır bastığını içten içe biliyoruz. Çünkü bunu tekrar tekrar yapmaya devam ettik. Yeniden ve yeniden. Kısacası, göçmen geçmişimiz insanlığın kendisi kadar eskidir.


MÜGYED olarak mülteci ve göçmenlerle ilgili geleneksel önyargılara meydan okuyoruz: Mülteci ve göçmenler bir yük değil, doğru politikalarla entegre edilirlerse, gittikleri ülkenin refahını artıran dinamik topluluklardır. Aslında, mülteci ve göçmenleri kabul etmek, korumak ve güçlendirmek bir kazan-kazan formülüdür: mülteci ve göçmenlerin kendileri için, gidecekleri ülke için ve menşe ülke için. Bir devlet mülteci ve göçmenleri entegre etmeyi ne kadar erken taahhüt ederse, onlar da belirsizliklerle engellenmeden yeni bir yaşam kurabilir ve hayatlarına devam edebilirler.


Aile birliğini sağlayamamak, iltica prosedüründe ve kabulünde geçirilen uzun süreler, dil bariyeri, yoksulluk, sosyal dışlanma, sağlık ve eğitim hizmetlerine erişememe ile iş bulamama gibi sıkıntılarla boğuşan mülteci ve göçmenlerin büyük bir çoğunluğu için ne yurtlarına dönmek ne de çok sınırlı sayıdaki kotalara dahil edilme imkânı bulan talihliler arasına girerek üçüncü bir ülkeye yerleştirilmek gerçekçi bir alternatif değildir. Ülkemiz özelinde bu durum daha da belirgindir. O halde geriye kalan milyonlarca mülteci ve göçmen için yegâne ve en gerçekçi çözüm, bu insanların aileleriyle birlikte ülkemize entegre edilmeleri ve burada yeni bir hayat kurmalarıdır.


Tanımı konusunda bir fikir birliği olmayan mülteci ve göçmenlerin yerel entegrasyonunu (local integration) biz MÜGYED olarak kişilerin, hukuki, sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarda, bulundukları ülkeye entegre olmalarını sağlayan kademeli bir süreç olarak anlıyoruz. Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserlik (BMMYK) belgelerine göre de yerel entegrasyon, çok yönlü ve süreklilik arz eden bir sürecin sonucudur. Daha da açacak olursak yerel entegrasyon, mültecilerin kendi kimliklerini terk etmek zorunda kalmadan, ev sahibi ülkeye uyum sağlama sürecidir ve birbirleriyle bağlantılı ve kendine has ayrımları olan yasal, ekonomik ve sosyo-kültürel boyuttan oluşur. Bu tanımlardan hareketle sürece yayılan, çok farklı geçmişlerden gelen mülteci ve göçmenlerin bireysel özelliklerini dikkate alan, hem mülteci ve göçmenleri hem de yerel halkı gözeten çift yönlü, kapsamlı bir yerel entegrasyon anlayışı bizim konuya dair yaklaşımımızın temelini oluşturur. Bizce yerel entegrasyon, sadece pasif bir bireye zaman içinde olan bir şey değil, aynı zamanda bir bireyin aktif ve seçici olarak belirli yönlerini kontrol edebildiği bir süreçtir. Özetle, bizim anladığımız anlamda bir yerel entegrasyonun amacı eşitlik, kapsayıcılık ve başarıdır.


Tüm bu anlattıklarımızın ışığında, MÜGYED’in amacını Türkiye’den başka ülkelere göçen veya ülkesinden çeşitli sebeplerle Türkiye’ye göçen ya da Türkiye içinde herhangi bir sebeple iç göç yaşayan ve mülteci, sığınmacı, göçmen gibi çeşitli hukuki statülerde bulunan insanların, yerleştikleri ülkeye veya bölgeye toplumsal ve ekonomik entegrasyonunu desteklemek ve bu entegrasyonu mümkün kılacak tutarlı gerçekçi politikaların oluşturulup hayata geçirilmesine katkıda bulunmak olarak ifade edebiliriz. Bu mütevazı katkı damlaların bir araya gelişiyle devasa ırmakların oluşması misali, benzer mütevazı katkılarla birleşe birleşe çocuklarımızın ortak mutlu geleceğini inşa edecektir.


Buna gönülden inanıyoruz…


Comments


bottom of page